18 Haziran 2010 Cuma

Beyninizi eğitin, dalganız düzelsin

PSİKİYATRİK VE NÖROLOJİK HASTALIKLARIN PEK ÇOĞUNUN TEMELİNDE DÜŞME KAYNAKLI KAFA TRAVMALARI YATIYOR!

Psikiyatrist Dr. Tanju Sürmeli’nin beyin egzersizine dayalı ‘neurofeedback’ yöntemiyle şizofreni hastaları üzerinde yaptığı çalışmanın özeti, ABD’deki saygın bilim dergilerinden Clinical EEG and Neuroscience’de yayınlandıktan sonra, National Institute of Mental Health (Ulusal Akıl Sağlığı Enstitüsü) bu araştırmanın daha geniş kapsamlı olarak yapılması için 1 milyon 200 bin dolarlık fon açtı.

ÜRÜN DİRİER, urun.dirier@aktuel.com.tr

1960’lı yılların başında ABD Hava Kuvvetleri, savaş uçağı ve roket yapımında görev alan personelinde epilepsi ataklarına benzer nöbetler görülmesi üzerine, bugün UCLA Tıp Fakültesi Nörobiyoloji ve BiyoDavranış Psikiyatrisi Bölümü’ndeki saygın bilim adamlarından biri olan Prof. Dr. M. Barry Sterman’ı aradı. Kendisinden konuyu araştırmasını istedi. Sterman ve arkadaşları kısa süren bir araştırmanın ardından nöbetlere, roket yapımında kullanılan hidrazin adlı maddenin sebep olduğunu ortaya çıkardı. Hidrazin, hidrazon adlı bir alt türevine dönüşürken, malzeme olarak personelin beynindeki pridoksal fosfatı (Vitamin B6) kullanıyordu. Bu da beyinde, dışarıdan gelen uyaranları filtreleyip algılama seviyesine, yani korteks ’e ulaşmalarına engel olarak, konsantrasyonu sağlayan talamus’un kapasitesini düşürüp, epileptik ataklara yol açıyordu. Sterman, Hidrazin’in toksik dozunu saptamak için bir seri deneye başladı. Deney hayvanı olarak kediler kullanıldı. Kedilerin hemen hepsi hidrazine epileptik ataklar ile tepki veriyordu, bir grup kedi hariç! Bu kediler, Sterman’ın beyin dalgalarını araştırmak üzere yürüttüğü başka bir deneyde kullandığı kedilerdi. Bu kediler önceki deneyde şartlı olarak beyinlerindeki SMR dalgalarını (konsantrasyon sağlayan beyin dalgası) arttırmayı öğrenmişlerdi. Sonuç çok netti; SMR eğitimi alan kedilerin nöbet eşikleri yükselmişti, epileptik doza karşı dirençliydiler. SMR eğitimli hayvanların yüzde 25’i hidrazin nöbetlerinden tamamen korunurlarken, yüzde 75’inde diğer gruba göre iki misli daha geç sürede nöbet gelişiyordu. İlerleyen yıllarda yapılan araştırmalar, kobaylar için geçerli olan bu sonucun, insanlar için de geçerli olduğunu ortaya koydu. Epilepsi hastalığı olan insanlara SMR beyin dalgalarını arttırmaları öğretildi ve bu hastalığa bağlı olarak geçirdikleri nöbetlerin azaldığı görüldü. 70’lerin başında, SMR dalgasının arttırılmasının hiperaktivite ve huzursuzluk gösteren vakalarda da tedavi edici olduğu saptandı. Beyin dalgalarının eğitilmesine dayanan ‘neurofeedback’ tedavi yöntemi de böylece doğmuş oldu.

Psikiyatrik ve nörolojik hastalıklarda kullanılıyor

Bugün dünyada Washington Üniversitesi, Londra Kraliyet Koleji, UCLA, Chicago Illinois Üniversitesi, Cambridge Üniversitesi, Rochester Teknoloji Enstitüsü, Tennese Üniversitesi ve Northwestern Üniversitesi gibi onlarca okulda eğitim ve araştırma departmanı bulunan neurofeedback, Hollanda, İsviçre, Almanya, Belçika ve ABD’de Teksas gibi bazı eyaletlerde genel sağlık sigortası kapsamında yer alan bir tedavi yöntemi. Minneapolis Gazi İşleri Departmanı Tıp Merkezi ile Bergen ve Goethe Üniversitesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi bölümlerinde, NASA tarafından da astronot eğitimlerinde kullanılan bu tedavi yaklaşımı, günümüzde epilepsiden menopoza, hiperaktiviteden dikkat bozukluğuna, depresyondan, takıntıya, kişilik bozukluklarından panik atağa, anksiyeteden alkol ve uyuşturucu bağımlılığına, migrene kadar pek çok hastalıkta başarıyla uygulanıyor. Yalnız hastalıklarda değil, zihinsel ve fiziksel performans arttırmak için de kullanılıyor.

Tedavi beyin gücüyle çalışan oyunlarla yapılıyor

Neurofeedback özetle, kişiye kendi beyin dalgalarının karakteriyle ilgili bilgi verilirse (EEG aracılığıyla), o kişinin kendi beyin dalgalarını değiştirmeyi öğrenebileceği ve bu değişikliklerin kalıcı olacağı ilkesine dayanıyor. Buna bir tür beyin egzersizi de denebilir. Yöntemin temelinde, hastanın seanslarda zihin oyunları oynaması yatıyor. Neurofeedback seanslarında hasta, kafasına (saçlı deriye) yerleştiren elektrotlar vasıtasıyla bilgisayara bağlanıyor. Elektrotlar, beynin hastalıkla veya arttırılması talep edilen performansla ilgili bölgesinden gelen elektrik paternlerini yani elektrik akımlarını ölçüp ekrana yansıtıyor. Kesinlikle beyne herhangi bir elektrik akımı verilmiyor. Hasta elektrotlar aracılığıyla monitörden, söz konusu bölgedeki beyin dalgalarını görebiliyor. Bu dalgaların görüntüsü hastaya bir oyun aracılığıyla gösteriliyor. Örneğin bir roller coaster sürme veya uçak uçurma oyunu aracılığıyla. Hasta, uçağa konsantre olduğu anda oyun başlıyor. Yani oyun, kişinin beyin gücüyle çalışıyor da diyebiliriz. Hedef, uçağı ekranın ortasındaki çizginin üst kısmında tutmak (beta dalgalarını arttırmak) veya çizginin altında tutmak (theta dalgalarını arttırmak) olabilir. Bu hedef, hastanın hangi beyin dalgalarını arttırması veya azaltması gerektiğine göre değişiyor. Tıpkı diğer bilgisayar oyunlarında olduğu gibi görsel ve işitsel motivasyonlarla hastanın oyuna devam etmesi sağlanıyor. Oyun, hastanın beynindeki belirli bir bölümün dalga boyuna ayarlı olduğundan, kişi oyunda başarılı oldukça, iyileşmek için arttırması veya azaltması gereken beyin dalgasını gerekli frekansa getirmiş oluyor. Bunu seanslar aracılığıyla sık sık tekrarlayan beyin, istenilen frekansı üretmeye şartlanıyor böylece. Hasta thetayı, deltayı azaltıp, hızlı dalgaları yani betayı, SMR dalgasını yükseltmeyi öğrenebiliyor yani. İki, üç aylık seansların ardından kişi, gerekli olduğunda beyin dalgalarını aktive etmeyi ya da pasifleştirmeyi öğrenmiş oluyor. Bu tedavi tamamen beynin adaptasyon yeteneğini kullanmakla ilgili. Haftada 2-3 kez uygulanarak harekete geçirilen beynin adaptasyon yeteneği, normalden farklı çalışan sinir hücrelerini tekrar normal fonksiyonunda çalışmaya adapte ediyor.

Aman kafanızı çarpmayın, çarptırmayın

Türkiye’de 10 yıldır ‘neurofeedback’ tedavisini uygulayan Sağlıklı Yaşam Kliniği’nin kurucusu psikiyatrist Dr. Tanju Sürmeli’den, yöntemin nasıl işlediği ve başarı oranları hakkında bilgi aldık. Beyin dalgalarının normalden sapmasında en önemli etkenin, düşme kaynaklı kafa travmaları olduğunu belirten Dr. Sürmeli, “Bırakın yakın bir zamanda düşmeyi, çocuk yaşta alınan kafa travması bile 20 yıl sonra birden ortaya çıkıp etkisini gösterebilir ve çeşitli psikiyatrik hastalıklara sebebiyet verebilir” diyor.

Prozac kazancının yüzde 11’ini hakediyor

Dr. Sürmeli’den aldığımız bilgilere göre, bu tedavi yöntemi en fazla epilepside kullanılıyor. Başarı oranı bu hastalıkta yüzde 65-82 arası. Dikkat eksikliği ve hiperaktivitede ise başarı oranı yüzde 75. Uyuşturucu ve alkol bağımlılığı tedavisinde de başarı oranı yüzde 78-80 arasında. Alkol tedavisinde kullanılan ilaçların başarı oranının yüzde 44, uyuşturucu tedavisinde kullanılanların ise yüzde 20 olduğunu, iyileşenlerden yüzde 66’sının bir yıl içinde alkole, yüzde 80’inin de uyuşturucuya geri döndüğünü düşündüğümüzde, ‘neurofeedback’in başarı oranı daha iyi görülebiliyor. Dr. Sürmeli, depresyon tedavisinde ‘neurofeedback’in ilk üç gün içinde etkisini göstermeye başladığını, ilk on günde uykunun düzene girdiğini ve hastanın hayattan zevk almaya başladığını, yirmi gün içinde de iyileştiğini söylüyor. İsviçre’de yapılan bir araştırmaya göre, antidepresan alan hastalarda ilacın etkisi ilk iki ayda yüzde 70-80 olarak görünürken, bu etki altı ay sonunda yüzde 24’e, bir yıl sonunda da yüzde 11’e düşüyor. “Prozac senede 29 milyar dolar yapıyor. Demek ki bunun yalnızca yüzde 11’ini hak ediyor” diyen Dr. Sürmeli, psikiyatristlerin teşhis koymadan önce mutlaka kişinin kafa darbesi alıp almadığını araştırması gerektiğini söylüyor.

Topuklu ayakkabı manik atak yaptı

“Bana bir bayan hasta getirdiler. Bu hasta yolda topuklu ayakkabıyla yürürken ayağı çukura girmiş ve sırt üstü düşüp kafasını çarpmış. İki gün sonra manik atak geçirmiş, ‘ben şöyleyim, ben böyleyim’ diye olmayacak sözler sarf etmeye başlamış. Hemen hastaneye kaldırmışlar ve manik atak teşhisi konmuş, tedavisi yapılmış, ancak hasta iyileşmemiş. Daha sonra bana getirmişler. Ben hastanın düştüğünü ortaya çıkardım ve ‘neurofeedback’ tedavisi uyguladım. Buradan iyileşerek ayrıldı hasta. Mesela, şu İzmir’de üç kişiyi öldüren seri katil vakası... Adam zaten dürtüsel davranışlar gösteriyormuş, hırsızlık yapıyormuş. Ne oldu da kafasının içinden biri ona ‘çık dışarı birini öldür’ dedi. Belli ki adamın beyninde elektrik akımı bozulmuştu ve fire vermek için bekliyordu. Genel olarak zaten katillere bakıldığında ABD’de, çocukluktan getirdikleri tedavi edilmemiş dikkat eksikliği ve hiperaktivite gibi sorunlar oluyor. Literatüre geçmiş bir olay var ABD’de. Çok iyi bir ailenin, mülayim, iyi niyetli, derslerinde başarılı bir çocuğu var. Çocuk bir gün bisiklet kullanırken düşüyor ve kafasını çarpıp geçici olarak bilincini kaybediyor. Üç gün sonra bu çocuk bir silah alıp okuluna gidiyor ve dört kişiyi öldürüyor. Eğer çocuğun düştükten sonra EEG’sine bakılıp önlem alınsaydı, belki o cinayetleri hiç işlemeyecekti. “

Performans arttırmak için de ‘neurofeedback’

Neurofeedback, fiziksel ve zihinsel performans arttırma için de kullanılıyor. Yöntem, amatör ve profesyonel olimpiyat atletleri tarafından beynin ‘software’i olarak tanımlanıyor. Bir oyuncu maç günü çok heyecanlı ve kendini baskı altında hissediyorsa, anksiyeteye bağlı olarak, fazla beta aktivitesi gösteriyor. Bu, yoğun dikkat dalgasıdır. Beta dalgası dikkat dalgası olmasına rağmen, beyinde fazla üretilen beta dalgası anksiyete yarattığından, kişiyi gergin ve agresif yapar, yanlış kararlar vermesine neden olur. Beyne fazla beta dalgasını azaltmayı öğrettiğimizde, aynı oyuncu daha sakin bir şekilde maça çıkıp doğru kararlarla kendisini ve takımını galibiyete taşıyabilir. Bir basketbolcunun heyecanla topu fileden geçirememesi ya da tenisçinin puan kaybetmesi, o sırada beynin ön bölgesinde theta veya beta dalgalarında artış olduğundandır. Araştırmalar, alpha dalgalarını arttırarak dikkat ve konsantrasyonun arttırılabildiğini, odaklanma problemlerinin azaldığını gösteriyor. Arizona State Üniversitesi’nde okçular üzerinde yapılan araştırmalarda, sol hemisferde alpha dalgası çalışıldığı zaman okçuların hedefi şaşırmadıkları tespit edilmiş. Aynı etkiler golfçüler, basketbolcular ve atıcılarda da gözlemlenmiş. UCLA’dan Dr. Sterman ise, pilotların alana inişlerinin simule edildiği bir çalışma yapmış ve pilotların beyin dalgalarını kaydetmiş. Deneyde, iniş sırasında beyinde ilgili bölümdeki theta ve alpha ritmini azaltabilen en iyi altı pilot daha sonra B2 bombardıman öğretmeni olarak görevlendirilmiş. Bugün, ‘neurofeedback’, The Resilience Institute for Performance Improvement (Performans Geliştirmek için Esneklik Enstitüsü), David Leadbetter Golf Academy (David Leadbetter Golf Akademisi), ABD, Norveç ve Tayvan Olimpik idman merkezleri, United States Army’s Centers for Enhanced Performance (ABD Ordu Performans Geliştirme Merkezleri) ile US Army National Marksmanship Team (ABD Ordu Ulusal Atıcılık Takımı) gibi yerlerde performans arttırıcı olarak kullanılıyor.

Sürmeli’nin şizofreni çalışmasına ABD’den fon

Dr. Tanju Sürmeli’nin yaptığı klinik araştırmalar uluslar arası saygın dergilerden Clinical EEG and Neuroscience dergisinde de yayınlandı. ‘Neurofeedback’in kişilik bozukluklarında kullanımıyla ilgili çalışması geçen yıl, zeka özürlü çocuklar üzerinde kullanımıyla ilgili çalışması ise bu yılın Ocak ayında yayınlandı. 19-48 yaş arası kişilik bozukluğu (kural tanımaz, saldırgan kişilikler) olan 13 hasta üzerinde yapılan çalışmanın sonunda, hastalardan 12’sinde düzelme kaydedildi ve 10 tanesi kitap okumaya başladı. 10-15 yaş arasında 23 zihinsel engelli çocuk üzerinde yapılan çalışmanın sonunda ise, ‘neurofeedback’ uygulanan çocukların 21 tanesinde 10 ile 19 puan arasında IQ artışı görüldü. Burada söz konusu olan çocuklara zeka ilave etmek değil elbette, kullanılamayan mevcut kapasitelerini kullanılabilir hale getirmek. Dr. Sürmeli’nin son beş yıl içerisinde 52 şizofren hastası üzerinde yaptığı çalışmada ise (ki ilk kez bu tedavi yöntemi şizofrenide kullanılıyor), ‘neurofeedback’ seansı alan hastalarda kulağa gelen sesler, şüpheler ve paranoyalarda azalma görüldü. Bu çalışmanın özeti de söz ettiğimiz dergide yayınlandı, tüm makale yakında yayınlanacak ancak şimdiden ABD’deki National Institute of Mental Health (Ulusal Akıl Sağlığı Enstitüsü) bu araştırmanın daha geniş kapsamlı olarak yapılması için 1 milyon 200 bin dolarlık fon açmış. Araştırmayı Wayne State Üniversitesi’nden nöroloji ve psikiyatri profesörü Dr. Nashaat Butros yapacak, Dr. Sürmeli de bu çalışmaya Türkiye’den katkıda bulunacak.

Londralı taksiciler hatırlamıyor

Beyin dalgalarının normalden sapmasında mesleki etkiler de olabiliyor. Örneğin sürekli kronik stres altında çalışan Londra taksicileri üzerinde yapılan bir çalışma, beyinlerindeki hafıza merkezi olan hipokampus’ta küçülme olduğunu göstermiş. Dr. Sürmeli, ağır stresin çocuk ve yetişkinlerin beyinlerinde hücresel zarara yol açtığını ve doku kaybına sebebiyet verdiğini belirtiyor.

Dr. Tanju Sürmeli kimdir?

1989 yılında 9 Eylül Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra psikiyatri ve nöropsikiyatri eğitimi almak üzere ABD’ye gitti. New York Medical College ve Columbia Üniversitesi’nde eğitimini tamamladıktan sonra Columbia Üniversitesi İlaç Araştırmaları Bölümü’nde, Manik Depresyon Vakfı’nda ve Hartford Hastanesi’nde (Institute of Living) çalıştı. 99 depreminde Türkiye’ye geri döndü ve 2000 yılında İstanbul Esentepe’deki Sağlıklı Yaşam Kliniği’ni kurdu.


Beynimizdeki Dalgalar

Delta (0.1-3 Hz): En düşük frekanstır. Derin uykuda ve empati hissedildiğinde görülür. Bilinçaltı düşünceyi yansıtır. Fiziksel dünyadaki farkındalığımızı azaltmak için delta dalgalarını arttırırız. Dikkat eksikliği olanlar, odaklanmaya çalıştıklarında delta dalgalarını düşüreceklerine arttırırlar. Bu dikkati kısıtlar.

Theta (4-8 Hz): Yavaş aktivite olarak sınıflandırılır. Yaratıcılık, sezgi, hayal kurma, fantezi kurma, hatıralar ve duygular için mahzendir. Theta dalgaları içe dönük odaklanma, meditasyon, dua, ruhani farkındalık sırasında kuvvetlidir. Uyanıklık ile uyku arasındaki durumu yansıtır. Endişe, kuruntu, huzursuzluk sırasında da gözlemlenir. Artması konsantrasyonu azaltır.

Alpha (8-12 Hz): Sağlıklı alpha üretimi zihinsel beceriyi arttırır, rahatlama duygusunu yükseltir. Bu durumda kişi elindeki işi başarmak için hızlı ve etkili hareket edebilir. Bilinç ve bilinçaltı arasında bir köprü gibidir. Alpha, öğretilenleri anlama ve kullanma anlamında çok önemlidir. Odaklanmayı sağlar.

Düşük Beta ‘SMR’ (12-15 Hz): Odaklanmış dikkat ve konsantrasyon ile ilişkilidir.
Beta (12 Hz üzeri): Plan, organizasyon ve matematik ile ilişkilidir. Analitik bir problem çözerken, karar verme veya yargıya varma durumunda aktiftir.

Gamma (25-100 Hz): Üst düzey performansla ilişkilidir.

Dr. Sürmeli yeni çıkan kitabı “Beynin iyileştirme gücü”nde ‘neurofeedback’i ve tüm klinik çalışmalarını ayrıntısıyla anlatıyor.